İçeriğe geç

Ferforje demir paslanır mı ?

Tasavvufta Kaç Mertebe Var? Erkekler, Kadınlar ve Manevi Level Atlama Macerası

Tasavvuf dendiğinde genelde akla derin tefekkür, içsel yolculuk ve mistik atmosferler gelir. Ama gelin itiraf edelim: çoğumuzun zihninde tasavvufun “mertebeleri” aslında biraz da bilgisayar oyunlarındaki level atlama sistemi gibi canlanıyor. Erkekler için “kaç level kaldı, final boss kim?” soruları önemliyken, kadınlar genellikle “bu yolda kimlerle yol arkadaşlığı yapıyoruz, kim kimin elini tutuyor?” kısmıyla ilgileniyor. Yani mertebeler sadece ruhsal değil, aynı zamanda mizahi bir gözle bakınca tam bir “erkek-kadın yaklaşımı” arenası!

Mertebeler ve Erkeklerin “Görev Çubuğu” Mantığı

Erkekler tasavvuftaki mertebeleri duyunca genelde şöyle düşünüyor:

– “Kaç taneymiş?”

– “Hepsini geçmek için ne kadar süre lazım?”

– “Aralarda gizli kısayol var mı?”

Bir erkek için mertebeler, tıpkı PlayStation oyunundaki görevler gibi: Önce nefsini yen, sonra kalbini temizle, sonra sırrını çöz. Tabii her aşamada “puan” kazanma isteği de devreye giriyor. “Bak ben 3. mertebeye ulaştım, sen daha 2’de misin?” diyerek dost sohbetlerini turnuvaya çevirmek işten bile değil.

Bir de erkeklerin stratejik planlama huyu var ya, tasavvufta bile devreye giriyor: “Şimdi önce nefs-i emmâreyi hallederim, arada nefsi mutmainneye kısa bir geçiş yaparım. Hedef: seneye feraset bonusu!”

Kadınların Empatik “Yol Arkadaşlığı” Yaklaşımı

Kadınlar içinse mertebeler bambaşka bir macera. Onlar yolun kendisine, yolda kimlerle beraber yüründüğüne odaklanıyor.

– “Sen hangi mertebedesin?” diye sorduklarında aslında öğrenmek istedikleri şey, seninle hangi duyguyu paylaşabilecekleri.

– Bir kadın için mertebeler, ruhsal arkadaşlık halkaları gibi: “Gel beraber zikredelim, senin gönlün sıkılmış belli, ben de dua edeyim.”

Bir kadın tasavvuf yolculuğunu anlatırken, aradaki manevi detaylardan çok, orada yaşadığı samimiyetleri, paylaşılan gözyaşlarını, içten kahkahaları aktarır. Kısacası onlar için mertebeler “kaç basamak var” değil, “bu basamaklarda kiminle el ele çıktık” sorusuyla anlamlı hale gelir.

Tasavvufta Level Atlama mı, Kalp Atma mı?

Erkekler için tasavvuf yolculuğu çoğu zaman “stratejik bir oyun planı” gibi işlerken, kadınlar için “duygusal bir film” gibidir. Erkek, bir üst mertebeye geçince zafer narası atar. Kadın ise aynı mertebede başka biri tökezlediğinde, “olsun canım, el ele çıkalım” der.

Tasavvufta 7 mertebeden bahsedilir: nefs-i emmâre, levvâme, mülhime, mutmainne, râdiye, mardiyye ve kâmile. Ama işin aslı, kimse “kaçıncıdayım” diye diploma almaz. O yüzden erkeklerin “kaç level kaldı” hesapları ve kadınların “beraber yürüyelim” romantizmi birleştiğinde ortaya tatlı bir karmaşa çıkar.

Manevi Yolculukta Çay Molası

Gerçek hayatta işin en keyifli kısmı, bu mertebeleri tartışırken bir bardak çay eşliğinde gülüp eğlenmek. Çünkü tasavvuf dediğimiz şey aslında kalbin temizlenmesi, nefsin arınması… ama aynı zamanda dost sohbetlerinde kahkahalarla anlatılabilecek bir yolculuk.

Erkekler bu sohbetlerde “ben bu hafta nefsime karşı 2-0 öndeyim” derken, kadınlar “benim nefsimle barış imzaladım, karşılıklı kahve içiyoruz” diyebilir.

Peki Sen Hangi Mertebedesin?

Şimdi top sizde: Sizce tasavvufta mertebeler gerçekten “level atlama” gibi mi, yoksa “yolda birlikte gülümseme” meselesi mi? Erkek yaklaşımının stratejik zekâsı mı daha cazip, yoksa kadınların empatik paylaşımları mı?

Yorumlarda kendi bakış açınızı paylaşın. Belki de hep beraber yepyeni bir “8. mertebe” keşfederiz: Mizah mertebesi! Çünkü gülümsemeden yapılan yolculuk biraz eksik kalır, değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
302 Found

302

Found

The document has been temporarily moved.