İçeriğe geç

TCK 35 maddesi cezası nedir ?

TCK 35 Maddesi Cezası Nedir? Cesur Bir Eleştiri: Caydırıcılık mı, Belirsizlik mi?

Net söyleyeyim: TCK 35’in ceza rejimi, iyi niyetli bir “denge” iddiasıyla sunulsa da uygulamada öngörülebilirliği zayıf bir alana dönüşüyor. “Suça teşebbüs”ü cezalandırırken hem toplumu korumak hem de failin niyet/zarar dengesini gözetmek istiyoruz; fakat bugün karşımızda, benzer vakalarda bambaşka sonuçlar doğurabilen geniş bir takdir aralığı var. Bu yazı, o aralığın neden tartışmalı olduğuna dair cesur bir çağrı.

Madde 35’in Çerçevesi: “Elverişli hareketlerle icraya başlama” ve sonuç

TCK 35, kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan icraya başlayıp, elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması hâlinde teşebbüsten sorumlu tutulacağını söyler. Dikkat: Metindeki “elverişli hareket” vurgusu, imkânsız teşebbüsü (örneğin etkisiz bir araçla suçu işlemeye kalkışma) dışarıda bırakır; yani hukukumuzda teşebbüsün cezalandırılabilmesi için kullanılan yol ve hareketlerin suç bakımından elverişli olması aranır. Doktrin de unsurları; kast, elverişlilik, icraya başlama ve dışsal engelle tamamlanamama şeklinde sayar. :contentReference[oaicite:0]{index=0}

Ceza Rejimi: Rakamlar net, uygulama muğlak

Peki “TCK 35 maddesi cezası nedir?” Somut suç tipine göre değişir. Kanun, teşebbüs hâlinde:

– Ağırlaştırılmış müebbet yerine 13–20 yıl,

– Müebbet yerine 9–15 yıl hapis öngörür.

Diğer hallerde ise, tamamlanmış suça verilecek ceza meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre ¼’ten ¾’e kadar indirilebilir. Kâğıt üzerinde açık; fakat “zarar/tehlike” ağırlığının somut ölçütleri yeterince standartlaşmadığı için mahkeme bazında büyük oynaklıklar görülebiliyor. :contentReference[oaicite:1]{index=1}

Eleştirel Bakış: Geniş indirim aralığı eşitlik ilkesini zorluyor mu?

İndirimin ¼–¾ gibi geniş bir skalada bırakılması, iki dosya arasındaki küçük farkların bile sonuç cezayı dramatik şekilde değiştirmesine yol açabiliyor. Aynı tür eylemde, “zarar/tehlike” tespitine ilişkin bilirkişi/rapor/mütalaa kombinasyonları farklılık gösterdiğinde, cezaların kişiden kişiye değiştiği algısı güçleniyor. Yargıtay uygulaması da üst sınır indirimin (¾) hangi hallerde tercih edilmesi gerektiği tartışmasını yıllardır bitirebilmiş değil; bu da taban-tavan farkını artırıyor. Ölçütler daha tipikleştirilmeden takdir marjı ne kadar geniş kalırsa, öngörülebilirlik de o kadar düşüyor. :contentReference[oaicite:2]{index=2}

“Elverişlilik” ve İmkânsız Teşebbüs: Koruduğu kadar dışarıda da bırakıyor

Elverişlilik şartı, soyut tehlikeyi cezalandırma arzusunu frenler; bu isabetli. Ancak elverişsiz araç/konu nedeniyle dışarıda kalan kimi tehlikeli davranışların kamusal güvenlik algısı üzerinde yarattığı huzursuzluk da gerçek. Örneğin, teknik olarak sonucu doğurması mümkün olmayan bir eylemde toplumsal korku yaratılmışsa, sadece diğer suç tiplerine (ör. tehdit, genel güvenliği tehlikeye sokma) yaslanmak zorunda kalmak, teşebbüs kurumunun “genel önleme” iddiasını zayıflatabiliyor. Bu gri alan, hem uygulayıcı hem de toplum için kafa karıştırıcı. :contentReference[oaicite:3]{index=3}

Gönüllü Vazgeçme ile İnce Çizgi: 35 mi, 36 mı?

Bir diğer tartışma hattı, TCK 36 (gönüllü vazgeçme) ile ilişkide. Fail, suç tamamlanmadan kendi iradesiyle vazgeçerse, artık teşebbüsten değil, sadece gerçekleşen kısım başka bir suçu oluşturuyorsa ondan sorumlu olur. Teoride şık; pratikte ise “vazgeçme gerçekten gönüllü mü, yoksa dışsal baskılarla mı oldu?” sorusu sıkça gündeme geliyor. Bu ayrımın belgelendirilmesi ve ispatı zor olduğunda, aynı fiile ilişkin iki dosyada iki zıt sonuç alınabiliyor. :contentReference[oaicite:4]{index=4}

Çözüm Önerileri: Daha dar aralıklar, daha net ölçütler

– Standartlaştırılmış ölçekler: “Zarar/tehlike” ağırlığına ilişkin puanlama/ölçek (ör. hedefin yakınlığı, kullanılan aracın öldürücülüğü, hazırlık-icra ayrımındaki mesafe gibi kriterler) rehberleri yayımlanmalı. Böylece indirimin ¼–¾ aralığında hangi somut kriterle nereye oturduğu şeffaflaşır. (Karar gerekçelerinde zorunlu madde-işaretli ölçütler düşünülebilir.) :contentReference[oaicite:5]{index=5}

– Emsal veri tabanı: Yargıtay ve bölge adliye mahkemesi kararlarının özetlendiği, benzer dosyalarda yapılan indirim oranlarını karşılaştıran herkese açık bir veri tabanı, yatay eşitliği güçlendirir. :contentReference[oaicite:6]{index=6}

– Elverişsizlik sınırı için tamamlayıcı tipler: İmkânsız teşebbüsün dışarıda bıraktığı bazı tehlikeli davranışlar için (özellikle kamusal alanı etkileyen eylemler) ölçülü ve dar kapsamlı tamamlayıcı suç tipleri tartışılabilir. :contentReference[oaicite:7]{index=7}

Provokatif Sorular: Caydırıcılık mı, ikinci şans mı?

– Aynı niyeti taşıyan iki failden birine ¼, diğerine ¾ indirim yapmak adil mi? Yoksa niyetten ziyade gerçekleşen somut tehlike “her şeyi” belirlemeli mi? :contentReference[oaicite:8]{index=8}

– Geniş takdir aralığı, hâkimin somut olayı adil tartmasına özgürlük mü verir, yoksa eşitlik ilkesini zedeler mi? :contentReference[oaicite:9]{index=9}

– Gönüllü vazgeçmede “gerçek irade” nasıl ölçülmeli; failin pişmanlığı ile dışsal engel arasında çizgi nerede çekilmeli? :contentReference[oaicite:10]{index=10}

Son söz: “TCK 35 maddesi cezası nedir?” sorusunun cevabı, yalnızca rakamlar değil; adaletin öngörülebilirliği ve eşit uygulanmasıdır. Şimdi söz sende: Sence indirim aralığı daraltılmalı mı, yoksa geniş takdir adil sonuçlar için gerekli mi? Yorumlarda buluşalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money